Kadın Bienali 2001Kadınlık ÖzlemiHenüz dört yaşlarımdayken beyaz yakalı paltomun cebini rujlarla dolduruşumu , ev sahibimizin yetişkin kızları Semina, Tepika, Daliya 'nın (Semiha, Refika, Saliha) koca pasta kutusundaki makyaj malzemelerine bulanışımı o kadar iyi anımsıyorum ki. Depil dengemin ( Serpil yengemin ) gelinliğinin rengarenk jiponunu giyip güllü duvağını başıma taktırdıktan sonra gözüme o çok yüksek görünen divanda saatlerce çıt çıkarmadan oturuşumu da çok iyi anımsıyorum. Onun o her yanı yaprak yaprak açılan süslenme dolabıyla saatlerce oyalanışım, Kadiş 'in parfüm şişesi dolu komidinine dalışım hala gözümün önünde. Halamla yaşanan o fotoğraf karesi de gelin olma hevesimi gizlemiyor. Kadınlığa geçmek için bu süs püs gelin olma imgeleri, dikiş makinesı üzerinde kurduğum tencereli tavalı evcilikler, dağarcımı düş olup dolduruyor. Komşu kızı Meral ablanın arka balkondan sevgilisine attığı kırmızı güller düşlerimi boyuyor. Kadınlık kavramını çocukken algılama biçimimin bu kadarı bile güzel gerçekleri çağırıyor. Ama gerçekte kadın salt süs püs gelin olma anlamına gelmiyor elbette. Bırakın süsü püsü; kadın ; yaşamında taciz, şiddet, dayak, tehdit sözcüklerini tanıyor. Doğasından gelen o renkli lüksleri tercih etmek istese de onlara sıra zaten gelmiyor. Ben ve benim gibi şiddete maruz kalmamış olmak istisna sayılıyor. Kadının yaşadığı, yaşattırıldığı ruhsal, zihinsel fiziksel acılara beni de başkaları gibi duyarlı kılıyor. Şiddetin fotoğraf karelerinde dramatik performansı bile insanı hırpalamaya yetiyor. Yüreğim; insan haklarının gerektirdiği insanca yaşam koşullarının bir şans değil hak olduğunun, insanın kadın ve erkek anlamına geldiğinin farkındalığına artık varmamızı istiyor. Teknolojinin koştuğu yüzyılda mekanik hızın içerisinde çağdaş kaygılar taşımak yerine ; daha oraya gelememiş olmak insana acı çok acı geliyor. Düşüncelerimi yansıttığım tasarımlarımı ; Akademi İstanbul Selçuk Yaşar Galerisinden sizlerle paylaşıyorum. Hak eşitliğinin yaşandığı sevginin doruğunda biz kadınların hırpalanmadıkları gerçek bir dünyayı yaşamak ve yaşatmak dileğiyle. Hülya Değerbilir Akademi İstanbul Beyoğlu 2001 |